BEYKOZDAN SESLER

3 Ocak 2016 Pazar

BAK BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ ESKİ GÜNLERDE ...

Bak bir varmış bir yokmuş eski günlerde Bir Beykoz Takımı varmış Boğaziçi'nde....Sanırım Neco'nun söylediği bir parça idi, sözlerini bir kelimle ile değiştiğim şarkı....Evet Dostlar Bak bir varmış bir yokmuş diyerek başlamak istedim yazıma....Beykoz Spor Kulübü vardı Boğaziçi'nde ....kulüp demişken de tam anlamı ile bir spor kulübünden bahsediyorum...Boks, Tekvando, Karate,Kürek, Yüzme, Atletizm, Voleybol, Basketbol ve diğer branşlarda boy gösteren yüzlerce sporcusu olan bir kulüpten bahsediyorum...

Yaşı yarım asra dayananlar ya da geçenler bilirler ki Beykoz Spor Kulübü demek çok farklı güzellikleri de beraberinde getirmekte idi...müthiş, sadık bir tarafatar grubu olan hiçbir deplasman maçını kaçırmayan sevdalıları vardı...bugün onların çocuk ve torunları tribünlerde yerlerini almış durumda.

Beykoz Kulübü demişken Kulüp Binasının bulunduğu Beykoz Girişindeki o yaşlı, çatısındaki kiremitleri ha düştü ha düşecek, düşecek binadan bahsediyorum... Kış aylarından mutlak surette çatısında bir yerden o kiremitlerin sökülüp muşambanın serildiği ve bina içine yağmur akmasının engelleme düşüncesinin hakim olduğu binayı hatırlamamak olmaz. İçinde yüzlerce Kupa, Şlt, Madalya, Fotoğraf Karesinin ve de Atatürk Kupasının bulunduğu bir Kulüp...

İşte birçok sportif tarihe tanıklık edecek bina, her ne kadar eski bir kulüp binası olsa da oldukça hareketli idi...özellikle yaz aylarında sahilinden denize giren çocuk ve gençlerin ve de yetişkinlerin sayısı bir hayli fazla idi...o kadar usta yüzücüler vardı ki, denize balıklama atladıktan sonra karınca misali bir görüntü ile ancak seçebildiğimiz noktalara doğru yüzüp dururlardı...çocukluk aklımız ile bu abilerimizin Yeniköy'e kadar yüzdüklerini hayal ederdik, ya da sanırdık.

Basketbol Sahası bir an bile boş kalmazdı. 70 ve 80'li yıllarda müthiş bir Basketbol Sevgisi vardı...bu arada o siyah-beyaz ekranlı TRT Kanalında yayınlanan -Beyaz Gölge-adlı Basketbol konulu dizinin de bu sevgideki payını unutmamak gerekir. Kulübün altındaki kayıhanede bulunan fıtaları çok usta Kürek Sporcuları kullanırdı...o kayıkhane ile deniz arasındaki yosunlaşmış alan aklıma geldi...oralarda yürürken zemine yapışmış yeşilimsi alanda kayıp da düşmeyen varmıydı acaba?

Gel zaman git zaman o kulüp binası bazı değişimlere uğradı....Ali Zengin'in Belediye Başkanlığı Döneminde Bina ciddi bir tadilattan geçti.Ancak nedense bina içindeki Kapalı Salon şeklindeki bölüm bir işletmeye verildi...o anki şartlarda kulübe gelir getirme düşüncesi hakim olmuş olabilir ancak, işte Beykoz'daki özünden kopuş süreci de o tahta zeminli bazen Basketbol Takımının bazen Boks Takımının antrenman yaptığı salon tam bir kahvehane mantığına dönüşüverdi...İlerleen dönemlerde de Kayıkhanesi aynı akıbete uğradı. Hatırlarım da ortaya bir zaman sonra gece kulübü, diskotek türü bir mekan daki konduruluverdi.

İşte bu değişim süreçlerinde Beykoz'un yerli yani çok ama çok uzun yıllar Beykozluluk mazisi olan insanları kulüplerinden uzaklaşmak zorunada kaldı...60'lı 70'li yıllarda Beykoz'a gelip yerleşmiş Anadolu ve de özellikle Karadenizlilerin çocukları-torunlarının mekanı oldu Kulüp Binası o çöküş süreçlerinde.

Basketbol Sahası yine kaldı ancak o eski tad-heyecana hiçbir zaman geri dönülemedi. Binanın şimdiki halini biliyorsunuz. Zeki Aksu Başkanlığında verilen mücadelenin ardından o tarihi bina yıkıldı yerine demir aksamlar üzerine oturtulan yeni bir bina dikildi. Çalışmalar verilen süre zarfında tamamlanamadığı için de bir bahane ile Gençlik Spor İl Müdürlüğü binayı mühürledi. Yıllardır bom boş duran, içkici, tinerci ve diğer kötü niyetli kişilerin mekanı haline geldi bina. Bu duruma bir son vermek için Beykoz Belediyesince girşiş kısımları kapatıldı.

Geçtiğimiz aylarda bir tabela asıldı ve buranın - Beykoz Belediyesinin bir tasarım atölyesi olacağı-yazısını okudu Beykozlular. Yani o kadar Kültür Merkezleri binalar varken, buluna buluna burası düşünülmüş ya pes vallahi ! hadi birşeyler yapma niyetiniz var, aradan onca zaman geçti, hatta orası ile ilgili Beykoz Belediye Başkanı Çelikbilek'in bir-iki yıl önceye dayanan beyanatları da vardı varmasına da hiçbir çalışma yapılmadı. Çelikbilek Başkan binanın bir bölümünün Beykoz Spor Kulübüne tahsis edileceğini söylemişti.

Sayın Başkan orası Beykoz Spor Kulübü ile özdeşleşmiş bir köşe, mekan, bina...her ne kadar o tarihi bina anılarda kalsa da Beykoz Spor Kulübünün Binası orası. Siz mevcut Kulüp Yönetimine kızıp, şahıslara kızıp Beykozluları cezalandırmayın. Varsa bir gücünüz, ki ben hep var olduğunu düşünmekteyim Kulüp Başkan ve Yönetimini değiştirip, hesap-kitap işlerini noktayalıp Beykoz'u gerçekten samimi derecede seven bir heyetten oluşacak bir Yeni Yönetime devredebilirisniz binayı.

Alt tarafa , yani eski kayıkhane kısmına yapılacak cafe-çay bahçesi konum ile kulüp belli bir akara kavuşabilir. Özellikle Yaz aylarında bir gün bile boş yaşanmayacak derecede akşamları Düğün-Nişan-Kına-Doğum Günü ve diğer özel günlere kiraya verilebilir. Kulüp kendi akarını bulabilir.

Diğer taraftan Beykoz Stadı ile ilgili proje vakit kaybedilmeden hayata geçirilebilir. O projede yer aldığı gibi stat etrafına duvar kısımlarına yapılacak dükkanlar ile bir başka gelir kalemi elde edilecektir. Yani Beykoz Spor Kulübünün belli sıkıntıları acil para ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir gelirleri olabilir.

Stat yanına yapılabilecek bir yeraltı otoparkı ile de de bir başka gelir elde edilebilir. Tabii ki bu gelirlerin harcandığı gider alanları da çok sağlam bir muhasebe kaydı ile desteklenebilir ise hiçbir şaibeye açık kapı bırakılmaz. Bu konuda çok sağlam bir denetim mekanizması kurulabilir.

" Beykoz'da onca sorun varken yeri mi,zamanı mı o kulübe el atmanın , hem Beykozlular üye olsun kulübe gitsinler yönetimi kendi değişsinler " diyerek meseleden kaçılınamaz. Tabiri caizse topun havası bir kere kaçtı, yeniden şişimek lazım. Onu şişirebilecek tek pompaya da siz sahipsiniz. Beykoz eski Beykoz değil, kıt kanaat geçine insanların mekanı. Bu jkulübü o kadar ciddi taliplileri varken, şu anki yönetime veren nasıl sizseniz, ondan da almak, hesap-kitap işini neticelendirip kulbü geri almakta size düşen bir sorumluluk ve bundan kaçınmamanız gerektiği düşüncesindeyim.